JUDO YAP HAYATIN DEĞİŞSİN

Ülkemizde judo sporu, Türkiye’nin Kuzey Atlantik Antlaşması (NATO) na girişinden (1952) hemen sonraki yıllarda çalışılmaya başlamıştır. NATO eğitim programları çerçevesinde, Amerika’da çeşitli askeri kurslara katılan subay ve ast subaylarımız judoyu self-defansa yönelik öğrenmişler ve ülkemize döndükten sonra askeri eğitimlerde kullanmışlardır. 1960’lı yılların başında, Japonya’da güreş antrenörü olarak çalışan Halil Yüceses, İstanbul’da Milli Türk Talebe Birliği Salonu’nda, emniyet müdürü Nazım Canca Ankara’da küçük gruplar kurarak halka açık judo çalışmaları başlatmışlardır. Aynı yıllarda Almanya’da judo eğitimi alan, Ergun Göktuna da judoyu yaymak için çeşitli illerde görev yapmıştır.

 

Judoya ilgi her geçen gün artması ve genellikle yanlış tekniklerin uygulanma ve metotlarla çalışılması, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün dikkatini çekmiş ve judo eğitimine, Kodokan teknikleri ile bir standart kazandırılması amacıyla ilk önce Güreş Federasyonuna bağlı örgütlenmesini gerçekleştirmiştir. Judo sporuna olan ilgi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artmasıyla beraber, 1962’de bağımsız olarak Türkiye Judo Federasyonu kurulmuştur. 2006 yılında ise Türkiye Judo Federasyonu özerk bir federasyon halini almıştır. Katıldığımız ilk uluslararası önemli organizasyon 1971 yılında Akdeniz Oyunlarıdır. 1992 yılında Barcelona yaz olimpiyatlarında, 48 kg sporcumuz Hülya Şenyurt, ülkemize bronz madalya kazandırmıştır. Bu başarı ülkemiz için olimpiyatlarda judo branşında ilk madalya olması aynı zamanda olimpiyatlarda bayanların aldığı ilk madalya olması açısından önemlidir.